Türk mutfağı, dünyanın en köklü ve zengin mutfaklarından biri olarak bilinir. Bu mutfağın içinde ise bazı lezzetler vardır ki, sadece bir tat değil; aynı zamanda bir semboldür. Lokum, işte bu lezzetlerden biridir. Şekerin zarafetle buluştuğu, damakta eriyen yapısıyla asırlardır gönülleri fetheden bu eşsiz tat, Türk kültürünün şekerli efsanesidir.
Lokumun tarihi 15. yüzyıla kadar uzansa da, asıl yıldızlaşması 18. yüzyılda Osmanlı saray mutfağında başlar. Rivayete göre, Sultan III. Mustafa’nın yeni tatlar araması üzerine saray helvacıbaşısı, nişasta ve şekerin benzersiz uyumuyla bugünkü lokumun temellerini atar.
O döneme kadar bal ve pekmezle tatlandırılan tatlılar, şekerin yaygınlaşmasıyla evrim geçirmiştir. Lokum, bu dönüşümün en zarif ürünü olur. Zamanla halk arasında da yayılarak bayram sofralarının, misafirliklerin ve düğünlerin baş tacı hâline gelir.
Lokumun eski adı aslında "rahat-ul hulküm"dür, yani “boğazı rahatlatan.” Bu ifade zaman içinde halk arasında kısaltılarak bugünkü “lokum” halini almıştır.Ve gerçekten de, bir parça lokum yediğinizde o yumuşacık dokusu ve içten gelen aromasıyla boğazı sarar, bir rahatlık hissi bırakır. İsmine bu kadar yakışan başka bir tatlı var mı bilinmez…
Lokum, zamanla farklı tatlar ve içeriklerle çeşitlenmiştir. Bugün neredeyse her damak zevkine hitap eden bir lokum çeşidi bulmak mümkün:
Her biri, farklı bir ruh hali, farklı bir sofraya eşlik eder. Bayram sabahı bir fıstıklı lokum, kahve yanında bir güllü lokum, çocuklar için rengârenk meyveli olanlar...
Lokum sadece bir tatlı değil; bir paylaşım, bir ikram, bir misafirperverlik sembolüdür.Bayramlarda çikolata kadar lokum da ikram edilir. Evlilik merasimlerinde damat bohçasının içine konur. Kahvenin yanında gelen bir lokum, sadece ağız tatlandırmaz; sohbeti güzelleştirir, kalpleri yumuşatır.
Osmanlı’dan günümüze dek süregelen bu gelenek, Türk mutfağının insan odaklı, sıcak yüzünü de temsil eder.
Lokum, sadece Türkiye’de değil, uluslararası düzeyde de tanınan ve sevilen bir lezzettir. Özellikle “Turkish Delight” adıyla Avrupa’da büyük ilgi görür. Narnia Günlükleri gibi eserlerde adı geçerek popüler kültürde de yer edinmiştir.
Bugün dünyanın dört bir yanında insanlar, Türkiye'den lokum getirten, bu eşsiz lezzeti özel günlerinde sunan gurmeler haline gelmiştir.
Kerebiççi Oğuz, sadece geleneksel lezzetleri sunmakla kalmaz; aynı zamanda bu tatların yaşatılmasına da katkı sunar. Doğal malzemelerle, el emeğiyle hazırlanan lokumlarımız, hem nostaljik hem de günlük yaşama uygun bir tatlı seçeneği sunar.
Kahvenizin yanına, bayram sofranıza ya da sevdiklerinize küçük bir jest olarak Kerebiççi Oğuz Lokumu’nu tercih edebilirsiniz. Böylece hem damak tadınıza hitap eden hem de kültürel mirasa saygı duyan bir lezzetle buluşmuş olursunuz.
Lokum, şekeriyle sadece damağımızı değil, geçmişiyle ruhumuzu da tatlandırır. Her lokum parçası, binlerce yıllık bir geleneğin yansımasıdır. Osmanlı’dan günümüze, saraylardan sofralara, el emeğinden festivallere uzanan bu lezzet yolculuğu, Türk mutfağının ne kadar derin ve zarif olduğunu gösteren en tatlı kanıtlardan biridir.